Bugün adı lazım değil bir alışveriş merkezindeydim...
Her yer dolup taşıyor zor hareket ediliyordu...
Raflar sanki talan edilmişti...
Bir sonraki reyona ulaşmak için sıra bekleniyordu...
Önce gelen her şeye elleme lüksüne sahipti... (tabii kimin öncesi?, ondan önceleride mutlaka olmuştu. önceki ardındakini düşünmediği gibi, şimdiki de arkasındakini düşünecek değildi)
Bu kargaşa sanırım sabahtan akşama sürüyor olmalıydı...
3 parça alacak için 1 saat zaman harcadım...
Sinirlenmedim, öfkelenmedim sadece gülümsedim...
Yine o oldu ne işim var burada benim...
Neyse ki kasaya ulaşıldı...
Oradan biri haykırdı acele etsenize servisi kaçıracagım...
Acele etmek mi? Kasadan geçmenin acelesi nasıl olacaksa...
Nedir bu koşuşturma, sabırsızlık, öfke, sinir, tüketme ve tükenme...
Bir şeyler oluyorda benim mi haberim yok...
Ben hayatımın, zamanımın, yediğimin, içtiğimin tadına varmak istiyorum...
Hatta sindirene kadar beklemek, sindiremediğimi kusmak istiyorum...
Bağırsaktan boşaltmak değil...