14 Ağustos 2007

........ .....

Bir insan düşünün ki;
Dümdüz, derin ve belirgin bir çizgi gibi...
Nerede başlayıp, nerede bittiğinin bilinmediği...
Ve kiminin görüp, kiminin göremediği...

6 Ağustos 2007

Ayrılık

Mümkün mü?
Vazgeçmek, unutmak, silmek, yok saymak, sindirmek?
Başa dönmek herşeyin başladığı zamana geri dönmek, bir şans daha istemek?
İçinde tarif edilemez bir acı, sancı, burukluk, sessizlik, küskünlük, boşluk!..
Deli gibi olmuştur ruhun, sağa sola çarpar durursun...
Aklını yitirir tekrar tekrar, tekrar edersin kendini her an!!!
Sen neredesin? Nereye gitmişsindir?
Soruların ardı arkası kesilmez, cevaplar çoktan terk etmiştir sanki geri dönmemecesine...
Neden?
Kimden?
Ayrılır insan...

Parçalanmış, bölünmüş, yarılmıştı zaten ayrıydı...
Aslında 'ayrılık' dagılmış olan ne varsa birleştirmeye ugraşmak mıdır?

1 Haziran 2007

DÜĞÜM

Kopan ipin iki ucunu bir araya getirip düğüm atmanın eskisinden daha sağlam olduğunu iddia edenler var!!!
Yanılmış olabilirler mi?
-Asla eskisi gibi güvenilir olmayacak.
-Asla eskisi gibi görünmeyecek.
-Asla çözülmeme ihtimali olmayacak.
Sağlam bir ipi koparmanın imkanı yoktur. Ya ani bir hareketle beklenmedik bir kuvvet uygulanmıştır yada koparmak için olur olmaz her yerde kullanılmıştır.
Düğüm attığın yere gelince istediğin zaman onu sökeceğini yada söküleceğini bilmek ayrı bir zevk olsa gerek...
Düğümün eskisinden sağlam olduğunu düşünen kişi, suçunu yok saymak adına düğümün normalden daha sağlam olduğuna kendine göre bir kılıf bulmuş olmalı
-Eğer dediği gibi olsaydı sağlam bir ipi daha da sağlam hale getirmek için bir çok yerinden koparıp düğüm üstüne düğüm atardık:)
Birşey kopmuşsa artık ona fazla güvenmemek gerekir. Hatta iç güdüsel olarak zaten güvenmiyoruzdur.
Hep aklımızda o ipin bir defasında koptuğu ve aynı şeyin tekrar yaşanabileceği gerçeği akıldan geçer durur.
Kısacası;
İp kopmuştur, düğüm atmak yerine iki ayrı parça olarak kullanım alanı oluşturmak, rafa kaldırıp elbet birgün işime yarar düşüncesi ile saklamak yada yenisini almak daha mantıklıdır.

30 Mayıs 2007

Diz Boyu

Hayvanlık diz boyu şuan içimde;
Havyanca davranmak, hayvanca parçalamak, hayvanca yaşamak gelip gidiyor.
Hatta hayvanlara hakaret ediyor gibiyim çünkü onlar yaradıldıkları şekilde davranıyorlar.
Ben ise tamamen hem insanca düşünüp hem hayvanca davranmak istiyorum.
Nereden geliyor bu cesaret:)
Hayvanlığımdan mıdır? Kesin!
Yada insan kılığına girmiş hayvanlara insan muamelesi yaptığımdandır.
Hayvan olmak ah 'hayvan' olmak ne güzel olurdu.
En vahşisinden, en acımasızından, en güçlüsünden ve insan zekasına sahip olmak!
Hayvan olup yaptığım hiçbir şeyden sorumlu tutulmamak!
İşte gerçek saadet budur:)

8 Mayıs 2007

İnsan

Neden doymaz insanoğlu kırıp dökmeye,
Neden hep en deger verdiklerin aslında sana en degersizmişsin gibi davranır.
Sen ne kadar incinmesin diye uğraş verirken onlar bunun farkına bile varmazlar.
Sen uğraştıkça çamura saplanmış hissedersin kendini...
Ama saplanmışsın bir defa her yerine bulaştırmışsın temizlemek için uğraşırken;
Değer görmek için mi değer vermişsin peki! diye dönüp kendine sorarsın arada hep kusuru kendinde ararsın...
O yeter ki sakin olsun ki sende sakin olabilesin diye ses çıkarmaz olursun bazende...
Peki bu sessizlik ne kadar sürer yada ne kadar sürmeli;
Öyle bir an gelir ki artık kendine bile cevap veremez duruma gelmişsin.
İçinde tarifsiz bir boşluk!
Neyim var diye düşünür ne olduğunu bir türlü anlayamazsın.

5 Mayıs 2007

Cesaret

Cesaretin var mı...
Ama şimdiden söyleyeyim sağ kalan olmayacak.
Bir hakkın olacak.
O zaman seç.
Siyah mısın?
Beyaz mı?


Hiç konuşmayacagız.
Hiç dokunmayacağız.
Hiç göz göze gelmeyeceğiz.
Hiç sorgulamayacağız.
Hiç aynı havayı soluyamayacağız.
Hiç paylaşmayacağız.
Hiç öfkelenmeyeceğiz.
Hiç ağlamayacağız.
Ve hiç affetmeyeceğiz.

Ama tek bir sorun var aynı vücutta olacağız:)

Sadakat

Sadakat, ne güzel geliyor kulağa;
Ama sadece kulağa hoş gelsin diye söylenen üç hecede tükenen kelime;
Kime, neye, niye sadakat...
Bu sorunun cevabını bilen varmı aramızda, bu kelimenin gerçekte ne anlama geldiğini bilen, duyan, işiten...
Birine mi duyulur bu sadakat, yenilir yutulur mu, alınır satılır mı?
Kendi adıma sadakat insanın sadece kendisine duyması gerekendir.

Saçmalık

-Hoşgeldin dünyaya, dünya senin gidişin için uğraşırken sen gelmeyi seçtin.
-Aslında sen mi seçtin yada seçtirildin mi? bu sorunun cevabıda muallakta:)
-Her darbenin ardından yaşama hırsının artması, derin nefes daha da derin nefes...
-Son nefes ne zaman diye merak ederken beynin bir tarafı, öbür taraf, tarafsızlıgını ilan etmede...
-Saçmalık diz boyu anlaşılan bu bedende...
-Cinayet işledi az önce beynim, kalbim atmıyor...
-Açı çekmesin diye kalbin beynine bir kursun sıkan yok mu?
-.................................................!
-